7’Lİ MASA’NIN EĞİTİMLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ | 7’Lİ MASA’NIN EĞİTİMLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

7’Lİ MASA’NIN EĞİTİMLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

 7’Lİ MASA’NIN EĞİTİMLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-

 

Önceki yazımızda, CHP’nin hazırlayıp 7’li masaya kabul ettirmiş olduğu Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin genel bir değerlendirmesini yapmıştık. Bu ve sonraki yazılarımızda o metinde yer alan eğitim öğretim konularıyla ilgili bölümü analiz edeceğiz. Bu çerçevede:

 

1- Yeni Bir Eğitim Sistemi Kurma Taahhüdü:

 

Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin önsözünde ‘cinsiyet, etnik köken, din, dil, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyo-ekonomik koşulları ayırt etmeden, fırsat eşitliğini garanti altına alan kapsayıcı bir eğitim sistemi kurmayı taahhüt ediyoruz’; denmektedir. Bazı değişikliklerle bu cümle Metnin üç yerinde daha geçmektedir. Bu, çok önemli bir konudur. Bu konu üzerinde durmak gerekir.

 

Zira o cümlede bahsedilen hususlar, eğitimin kendisini değil, eğitimden yararlanacak olan insanları ilgilendiren hususlardır. Kurulacağı ifade edilen eğitim sisteminin kendisi nasıl olacaktır. Mutabakat belgesinde bu hususta açık bir bilgi bulunmamaktadır. Halbuki aslolan ‘kurmayı taahhüt ettikleri’ eğitim sisteminin dünya görüşü, eğitim felsefesi, insan felsefesi ve bilim felsefesinden oluşan kimliğidir, o kimliğin nasıl olacağıdır. CHP, önceden olduğu gibi yine Batı emperyalizminin dayatması olan eğitim sistemini mi önümüze koyacak. Daha açık ifadeyle, CHP, Batı’nın kirli, emperyalist dünya görüşüne göre hazırlanmış; eğitim felsefesi, insan felsefesi ve epistemolojisi de bu dünya görüşünden çıkarılmış, sonra da eğitimin bütün konu ve bileşenleri bu dörtlüye göre hazırlanmış eğitim sistemini mi yeniden dayatacaktır?

 

Eğer böyle düşünüyorlarsa, CHP ve O’nun peşine takılan diğer küçük partiler bilmelidirler ki, Milletimiz 150 yıl o eğitim sisteminin sıkıntılarını, sorunlarını yaşadıktan sonra, şimdi Ak Parti eliyle sorunu çözecektir, Allah’ın izniyle. Şu husus ta çok iyi bilinmelidir ki, Türkiye artık ‘eski Türkiye’ değildir, Milletimiz de artık bu tür oyunları çok rahat bir şekilde bozacak düzeydedir. Ayrıca şu ana kadar alt yapısını hazırladığımız eğitim sistemimizin asıl rengini, desenini ve kimliğini 14 Mayıs’tan sonra biz vereceğiz. Ve inşaallah o kimlik te Milletimizin, hinterlandımızın ve bütün insanlığın beklediği Milletimize ait olan Dünya Görüşü, Eğitim Felsefesi, İnsan Felsefesi ve Epistemolojisi; eğitimin bütün konu ve bileşenlerinin de bunlara göre düzenlendiği Gerçek bir MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ olacaktır.

 

            2- Milletimizin İnancından, Tarihinden ve Kültüründen Bahsedilmemesi:

 

CHP’nin hazırladığı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin eğitim öğretimle ilgili bölümünde Milletimizin inancından, tarihinden, geliştirmiş olduğu, dünyaya yön veren kültür ve medeniyetinden hiç söz edilmediğini görüyoruz. Hatta o metinde geçmişimizden, tarihsel misyonumuzdan ve nasıl bir millet olduğumuzdan tek kelimeyle de olsa söz edilmemektedir.

 

Bu bağlamda akademik ve mesleki teknik eğitimden bahsedilirken İmam Hatip Liseleri’nden ve bir bütün halinde Milli Eğitim sistemindeki Din Eğitiminden de hiç söz edilmemektedir. Ayrıca 1960’lı, 70’li yıllarda ülkemizde başlayan ve gelişerek sınırlarımızı aşıp tarihi hinterlandımızda da artık yankılanan ve kendimize dönmemizi, kendimiz olmamız gerektiğini haykıran ‘Milli’lik ve ‘Yerli’lik olgusundan da metinde hiç söz edilmemektedir. Halbuki, bütün bunlar, Milletimiz için çok önemli ve hayati hususlardır.

 

Çünkü bir bütün halinde Milletlerin geçmişiyle, inancı-tarihi ve kültürleriyle ilgili güçlü bağlar kurmanın, onları bugüne taşıyıp günümüzün doğru bilgileri ile kaynaştırmanın, milletlerin bugününü ve geleceğini planlamada ne kadar önemli ve hayati olduğu, herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu çerçevede Milletimizin geçmişiyle bugünü arasında en hafif bir bağ dahi kurulmamış olan Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde geçmişe ve kültürümüze nasıl bakılacağından, onlarla nasıl bir ilişki kurulacağından, topluma ve öğrencilere nasıl bir kişilik ve kimlik kazandırılacağından da hiç söz dilmemektedir. Bu durum, bu metni hazırlayanların böyle bir kaygılarının olmadığını; aksine çocuklarımızı gençlerimizi dolayısıyla yarınımızı Batı taklitçisi, kimliksiz, kişiliksiz ve vizyonsuz bırakmak istediklerini göstermektedir.

 

Bu bağlamda Batı’nın baskıcı, dayatmacı ve tepeden inmeci ideolojik ortağı olan CHP şunu da çok iyi bilir ki, 150 yıldan beri emperyalistler, milletlerden, önce inançlarını, kültür ve medeniyet değerlerini, örf adet ve tarih şuurlarını söküp aldılar. Sonra onları o insanlara unutturdular. Sonra onu gericilik-çağdışılık, yobazlık vs olarak ilan ettiler; böylece o toplumu ve o insanları çok büyük ölçüde köklerinden ve kimliklerinden koparmış oldular. Köklerinden ve kimliklerinden koparılmış olan bu insanlar da hem emperyalistler tarafından üzerlerine giydirilecek her türlü kimliğe, hem de her türlü sömürüye açık ve hazır hale getirilmiş olurlar. İşte bu metin, bunun hazırlığı içerisindedir, diyebiliriz.

 

Bir sonraki gün devam edelim.

 

Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ