Küresel Güç | Küresel Güç ve Uygulayıcıları

Küresel Güç ve Uygulayıcıları

 KÜRESEL GÜÇLER VE UYGULAYICILARI:

 
Kim bu güçler ,
herkes tarafından sürekli ifade ediliyor ama net bir şekilde ortaya konamıyor.Bir takım isimler ifade ediliyor fakat fazla ileri gidemeden, zirveye ulaşamadan tıkanıyor, ortada dolaşan bilgiler ,algılar ,semboller, senaryolar kafa karıştırmaktan öte gitmiyor.
Aynı şekilde ,tarihi serüvenleri nedir ,hayatlarına ve hedeflerine yön veren düşünce kaynakları nedir ,hangi yöntemlerle yol yürüyorlar ve net olarak ortaya konamıyor.
Biz bunları nasıl tanıyabiliriz ,bunlarla nasıl mücadele edebiliriz veya yan yana gelebilirmiyiz? 
Bunun yanında bunlara mutlak hizmet eden uzantıları kimlerdir ,özelde bizim ülkemizdeki uzantıları kimlerdir.
Bu hizmetçileri bunlara bağlayan duygu ve inanç nedir?
Ortaya konan düşünceler ve fikirler de temelsiz sadece duyumlara dayalı ,boşlukta kalan bilgiler olarak kafa karıştırmaktan öte gitmiyor.
 
Ama bir gerçek varki ,hayatın içersinde varlar ve yeryüzüne şekil vermek için ,insana şekil vermek için ,planlı programlı bir şekilde var güçleri ile çalışıyorlar.
İnsanı teslim almak ,Rabbimize karşı diklenmek için ,hiç nefes almadan mücadeleye devam ediyorlar.
 
Kuran’da bunlar hakkında çok net ifadeler var ve düşünebilen ve akıledebilenler için bunu okumak çokta zor değil. 
Rabbimiz ,hiç bir alanda boşluk bırakmadığı gibi bu alanda da ,gerekli olan bilgiyi insanoğluna bildirmiştir ve uyarmıştır.
Adem ile başlayan yeryüzü serüveninin öncesi hakkında Rabbimiz ,bize bir takım bilgiler vermekte ve bu güçlerin ana kaynaklarını bizlere tanıtmaktadır.
 
Adem de ,iblis de bu aleme geliş şekilleri farklı olmakla beraber ,niçin geldiklerini gayet iyi bilmekte idiler.
Çağdaş tarihin bize anlattığı gibi insan ,yeryüzüne geldiğinde ,ilkel ,hiçbir şey bilmeyen ,yanında hiç bir bilgi olmayan ,sudan çıkmış balık misali bir varlık değildi.
Aksine donanımlı ,buraya geliş amacını bilen ,ilim sahibi ,hedefleri olan ,zaafları ve ihtirasları olan,  bundan dolayı zaman zaman bu hedefleri unutan, fıtrat sahibi bir varlık idi.
  Aynı şekilde iblis de donanımlı ,kendisine has sırları ve ilmi olan ,bunun yanında hedef sahibi olan ,fakat insandan farklı olarak hedefini unutmayan ,kibir sahibi ,nefret ve kin sahibi bir varlık idi.
 
İnsan iyilik adına yeryüzünde var iken ,iblis kötülük adına var olmuştur.
Bu tercihler ,her iki tarafında bilinçli tercihi olup, insan imtihan için ,öbür alemde yapmış olduğu hatasını düzeltmek adına burada iken ,iblis kibir sahibi olarak ,bir kez yoldan çıkardığı insanı bir daha yoldan çıkarmak ve kendisinin Rabbi’ni daha çok sevdiğini ,insanın varlığının boşuna olduğu iddiasını ,Rabbi’ne isbatlamaya çalışmak için dünyaya gelmiş bir varlıktır.
 
Evet ikisi de sonuçta Rabblerinin rızasını almak için ,bu alemde varlıklarını bir müddet sürdürecektir.
İnsanın bu rızayı kazanma arzusu ,hatayı düzeltmek adına iken ,iblisin bu arzusu ,kibrinin kabulü yönünde karşımızda durmaktadır.
İnsan bu bilinci ,zaman zaman unutan, zaaflarına yenik düşerek bu hedeften uzaklaşan, sürekli uyarılmaya ihtiyaç duyulan bir durumda iken ,iblis hiçbir zaman bu hedefi unutmayan ve bu hedeften asla uzaklaşmayan ,kibrini ve kinini sürekli canlı tutan bir yapıya sahiptir.
 
İnsanın ,hedefine yürüyüşün de ,aksamalar kesintiler söz konusu iken , iblisin yürüyüşünde bir kesinti olmadığı gibi süreklilik vardır. Bu süreklilik, kurmuş oldukları kulelerin son tuğlasına kadar aksamadan gitmektedir.
Taki ,iblisin ve onun takipçilerinin bu yürüyüşte azgınlığın zirvesine ulaşana kadar.
 
İblis ,yeryüzünde bu mücadelesini verirken ,kendisi somut olarak sahada yer alamadığı için ,kendi sırlarını ve bilgisini ,Rabbimizin koymuş olduğu yasaların sınırı içersinde ,bir şekilde kendisine hizmet edenlerle paylaşmakta ve onların bir güç olmasını sağlayarak ,insanla olan mücadelesinde kazanan olarak sahada bu şekilde yer almaktadır.
Rabbimiz ise bu gerçek karşısında insanı uyarmakta ,kendisi için yolunu saptıracak bu tehlikeyi sürekli hatırlatmakta ,karşısındaki gücün sınırlarının boyutunu çizerek önüne koymakta ve kendi sözünü takip etmesi durumunda ,iblisin ve onun temsilcilerinin kendisini teslim alamayacağını ifade etmektedir.
 
İblisin ,insana yaklaşım biçimindeki temel davranışı ,onu iyi tanıyan ,zaaflarını bildiği insanın nefsini okşayarak yaklaşmasıdır. 
Bunun ilk somut örneği ,geldiğimiz alemde insanı yasaklı meyveye yönlendirerek saptırması ,yine bu aleme geliş ile birlikte Kabilin ,mal ve mülkü elde etmek adına kardeşini katletmesini ve toprağa defnedemeyecek kadar aciz oluşunu sağlayarak göstermiştir.
 
İblisin bu yüzü ,tarihin her döneminde ,hayatın tüm değerlerinde ,yaşamın tüm sahnelerinde namı ,ismi ,makamı ne olursa olsun ,kendisini tüm yönleri ile ortaya koymuş ve kendi rengini her noktada sergilemiştir.
Günümüzde de bunu net bir şekilde görmekteyiz. İsimleri ,konumları farklı farklı olmakla beraber küresel güç olarak varlığını sürdürmektedir.
 
İşte küresel güçler iblisin ta kendisidir,
Nerde iblisin tavrını gördüğünüz güç sahibi kişileri görürseniz ,işte o iblisin ta kendisidir.
 
İsmi ne olursa olsun ,ister Dupont,ister Soros, ister Rockefeller, ister Roldchil olsun, bunların tamamı iblisin ta kendisidir.
Paranın gücünü ,olduğu gibi ,iblisin hırsları ,iblisin kibiri doğrultusunda kullanan bu isimler ,bu hedefin dışında bir hedefe sahip değillerdir.
 
Veya bunların görünen sanal yüzleri ister Elon Musk ,ister Mark Zuckerberg  ,ister Bill Gates  ,kim olursa olsun bunlar iblisin görünen hayasız yüzüdür.
Tüm hayasızlıkları ,ellerinde bulundurdukları araçları kullanarak ,insanın nefsini teslim almak, onu aşşağıların aşşağısına  çekerek ,iblisin haklılığını ve onun Rabblerine diklenişini haklı çıkarmak içindir.
 
Veya bunların siyasi görüntüsü olarak ortada dolaşan ismi Joe Biden olsun veya Macron olsun veya Faysal olsun veya Netanyahu olsun ne olursa olsun ,tüm hedefleri insanları hayvansı bir varlık gibi görerek ,onları katlederek ,zulmederek ,malını canını çalarak ,insanı ve geleceğini teslim alarak iblise teslim olmalarını sağlamaktır.
 
Çünkü iblis insanın varlığını lüzumsuz olarak görmekte ,onun yaratılmasını kendisine hakaret olarak görmekte ve Rabbi’ne isyan etmektedir.
Ve iblis ,Rabbi’ne yeryüzüne gelmeden önce demişti:”bana bir mühlet ver ,bu insanı saptıracağım ve senin sözün dışında benim sözüme uymalarını sağlayacağım”   diyerek.
Bu mühleti alarak yeryüzünde bulunmakta ve tüm hile ve yaklaşımlarla ,insanı ya Adem gibi nefsini okşayarak yoldan çıkarmakta ,yada Habil gibi katlederek ortadan kaldırarak korku ,endişe ve kaygı duygusu vererek diğer insanları teslim almaktadır.
 
Bunu tarihin derinliklerinde her zaman görmüşüzdür. Kimi zaman  Fravundu ,kimi zaman Nemruttu ,kimi zaman Kraldı. 
Aparatların adı kimi zaman Karundu ,kimi zaman Samirdi ,kimi zaman Hahamdı kimi zaman Rahipti kimi zaman Hoca idi ,ama hedefleri hep aynı idi.
 
Kibir ve kin sahibi olarak ,insanı teslim alarak Rabblerine kendi aşkının yeterli olduğunu ,kendisinin daha üstün olduğu safsatasını ortaya koyarak ,bunu ispatlayacağını ifade ederek ,ona diklenmek ve almış olduğu mühlet içersinde bunu yeryüzü sahasında ispat etmek idi.
 
Biz insanlara düşen ise ,bu güç sahiplerine ,bu gözle bakarak ,bunların sergilemiş oldukları tüm uygulamalara ,davranışlara bu gözle yaklaşarak, Rabbimizin sözü doğrultusunda hareket ederek  bunla mücadele etmektir.
Çünkü ,bize de verilen mühlet ,iblise verilen mühlet ile aynıdır. 
Ahmet Sait Yurtseven