TÜRKÇE KONUŞ DAYI ANLAMIYORUZ | TÜRKÇE KONUŞ DAYI ANLAMIYORUZ

TÜRKÇE KONUŞ DAYI ANLAMIYORUZ

 TÜRKÇE KONUŞ DAYI ANLAMIYORUZ

Üniversite  kampüs girişinden şehir merkezine. Yirmi veya yirmi beş dakikalık bir dolmuş yolculuğu.

Ana baba ve öğrenci kızları. Duraktan Kampüs dolmuşuna binerler. Ekseri ağırlık öğrenci yolcular. Ayakta yolcu tıklım tıklım olmasa da kalabalık. Anne ve kıza genç delikanlılar yer verirler. Baba ön tarafa ödeme için yaklaşır.

Üç Allah kulu biri talebe. Kaptan yirmi lirayı alır. Bir hayli düşünür. Birbuçuk lira iade verir.  Adam ücret ne kadar acaba. Bir karışıklık olmasın.

Şöfor alınganlık gösterir. Gerilimi gören öğrencilerin delikanlılık hassasiyetinden kaynaklı hafif gerilim. Dikkatleri diyaloğa toplanmıştır. Bu hareketlilik durumu şoförü nazikleştirir.

Dayı üç sivil bir öğrenci aldım. Şoförün arkasındaki otuz yaşlarında bir vatandaş. Amca talebe Allah kulu değilmi diye müdahale eder. Öğrenci hakkını savunan iyiliksever samimi bir insan da. Durum iyice nazikleşmiştir. Öğrencilerin gözü adamın üzerinde. Talebe Allah kulu değil mi sorusuna ne diyecek bakalım gibi meraklı bakışlar.

Adam sakin. Tabi talebe Allah kulu teşekkürler de. Şoförle meseleyi çözelim konuşuruz. Adamın sakinliği bir rahatlama sağlamıştır. Lakin şoförün gerginliği artmış. Para üstü meselesi suçluluk duygusu öğrencilerin bakışları, anlaşmazlık, durumu gerginleştirmiştir.  Adam.

Kaptan anlıyorum. Durumun seninle ilgisi yok. Bak beyefendiye öğrencilerde durumu kavramaya. Anlamaya hesap yapmaya uğraşıyorlar. Kaptan.

Amca Türkçe konuş anlamıyoruz.

Haklısın Kaptan..

Kaptan itirazvari konuşmasına haklısın cevabıyla hem sakinleşir hem meraklanır.

Evet aynen dediğin gibi.

 Mesele Türkçe uygulama ve zihinsel işgal meselesi.

Amca  anlamadım. Ben üç sivil bir öğrenci aldım derken . Aradan bir öğrenci müdahale eder. Evet doğru dayı. Üç Allah kulu biri talebe demediniz mi.  Üç sivil onbeş bir öğrenci üçbuçuk. Toplam Onsekizbuçuk. Hesap tamam. Abinin dediği doğru. Talebe Allah kulu değil mi gibi. Öğrenciyi savunma destek çabası. Adam sakin. Sizi  anladım. Ama şunu anlamadım.

 Neyi anlamadın der gibi bakışlar. Merak da iyiden iyiye artmıştır.

Bu durum Bir şeyi bize anlatıyor. Neyi derseniz.

Büyümüş dikkatli gözler altında. Adam. Öncelikle ben Türkçe konuşuyorum.

Üç Allah kulu birisi talebe.

Beş kelimeden oluşan bir cümle. Ne anlaşılmamış olabilir. hangi kelime Türkçe değil. Biraz düşünelim.

Üç Türkçe.

Allaha inanıyor biliyoruz.

Kul Türkçe.

Bir Türkçe

Talebeyi biliyoruz Türkçe.

O halde sorun yalnızca kaptanda değil. Hepimizin kafasında.

Merak artmış Kaptan herkesle aynılaşınca rahatlamış. Bir farklı Durum. Burada değişik bir şeyler var merakı arasında.  Bir öğrenci hesabı başarır. Amca iki sivil bir öğrenci diyor diye tercüme eder. Hesap kolaylaşmıştır. Onüçbuçuk lira. Beş lira iade verilir.

Adam. Öğrenci arkadaşımız anladığına  Türkçe de konuştuğumuza göre. Mesele nereden doğdu. Bu  meseleyi çözelim. Madem yol arkadaşı olduk bu arkadaşlığı bereketlendirelim. Şağ omuzlarımızdaki meleği hareketlendirelim. Meseleyi anlayalım. Arkadaşlık rahatlığı, sağ omuzdaki melek devreye girince. İyice ilgiyede dönüşmüş. Gerginlik heyecanı farkliı bir merak.boyutuna geçmiş. Adam,

Buradan şunu çıkarabiliriz. Hepimizin bildiği kelimelerle konuşmamıza rağmen.. Laik seküler. Haz, hıza dayalı. Hümanist anlayış ve batı kafa tarzı hayat yaşayışımız.  İman ilkelerimizle ilgili zihinsel kodlamalar üzerinden düşünemez yapmış. Yani müslümanız ama müslüman gibi. Allah,  Rasul, Kuran dan kaynaklı İslami kavramlarla düşünemiyor olmuşuz. Bu da inancımızı. Dolmuşta dini kavram içeren kelimelerle. Ücret ödeme üzerinden bile hayata uygulayamıyor. İnanç ilkelerimizi her alanda hayata yansıtamıyoruz. O zaman ne yapmalı dersek. İstekli bakışlar.

Bu laik seküler Avrupa yaşam gayreti kesimin Ezanı anlamıyoruz Türkçe okunsun. Sanki aklı namazda kulakları ezanda insanlar da. Bunu da bırakalım. Adam prof olmuş. Üç beş kelimelik ezanı. Prof oluncaya kadarki belki kırk yıllık öğrenciliğinde öğrenememiş. Kafa basmaz hal hocalık yapar. Cahil olabilmek için herhalde böyle okumak lazım. İslam, din düşmanlığı insanı ne hallere düşürüyor. Bunların hocalığını geçelim  de laf lafı açıyor.

Bir genç Adam. O kadar bilgili bir de kahraman ki.

Yolda kelimei tevhit bayrağını ile yürüyen bir bey efendiye. Kelimei tevhidi bile bilmeyen mühendislik öğrencisi. Birde hilafet bayrağı diye kafası yıkanmış. İrkçı kafa ben türküm sen Arap sevicimisin deyip babası yaşında adama yumrukla saldırması. Burnunu kırması. Müslüman olmanın ilk cümlesi. Dil ile ikrarı kalp ile tasdiği. Milletinden inancından uzak zihin işgali sefil hali.

Bir de kaba kuvvet le ilericilik uygulaması. Demograt, özgürlükçü, aydınlık için türklük için yumruklaması. Zavallılık hali. Nasıl bu hale gedik.

Ne diyelim. Birde ümmetin ortak dili, çağrısı. Dünyanın her yerinde aynı okunması gereken. Peygamber uygulaması.

Bilindik kelimelerden oluşan birkaç cümle ezanının manasını  öğrenemeyen prof. Yetiştirdiği, babasının yaşındaki insanı ırkçılık asabiyetiyle yumruklayan mühendis öğrencisi.. Bir problem var. Var da ne ola. Gülermisin ağlarmısın İbretlik hal işte.

Hepimizin.bir şeylere sahip çıkma sorumluluk alma zamanı gelmişte geçmiş demek ki.

Öncelikle İman ilkelerimizi doğru öğrenecek. Sonra yaşam alanımız mesleğimizle ilgili, kelime ve kavramlarımızı. İnanç anlayışımız çerçevesinde yeniden oluşturacak. Zihinlerimiz İslam anlayışı üzerinde kavrayıp analiz yapabilecek duruma getirmeliyiz de. Peki biz nasıl bu duruma düştük. Hemde hiç farketmeden.

Nasıl der gibi bakışlara.

Adam,

Yahudi icadı güneş dil teorisi ve. Dönemin liderinin bu uygulamanın zararını görüp vaz geçmesine rağmen.

Kraldan çok kralcı olan İslam düşmanı bir kesim.

Türkçeyi yabancı kelimelerden kurtarma adı altında. Latinize dayatma, batı ülke dillerinin kelimelerini kullanmak bir hava, riyakarlık güya çağdaşlık.. Vahiy dili kavramları içeren kelimeleri ise Arap Dili yabancı kelimelerden temizleme kılıfı altında İslam düşmanlığı yapılmasının teşvik edilmesi, korunması sonucunda.. Zihinsel yapımızda, inanç kavramlarımızla düşünemez olduk. Bunu tekrar, terse çevirmeli. İnanç değerlerimize ve imanımıza sahip çıkmalıyız. Kavramlarımızın temellerini yeniden yapılandırmalıyız.

Öğrenciler memnun. Kaptan daha memnun. Herkeste  huzurlu, gülümseyen yüzler içinde. Hafiften sağ kaşlar kalkmış hazmetmek uzere hayallere dalmış düşünen halli bir durum. Biraz  sükunet sessizlik. Derken. Tecrübeyle sabit yolculuğumuz.

Kaptan ilerde sağda inelim.

Allaha emanet diyerek yolculuk karşılıklı rızalarla tamamlanır.

Unutulmaz bir dolmuş yolculuğu. Misyon yüklü ne yolculuktu ama.     15 Ocak 2024

Mehmet Ali Turhal       

 Serdivan/SAKARYA