DÜŞÜNCELERİMİZ NE KADAR GERÇEKÇİ | DÜŞÜNCELERİMİZ NE KADAR GERÇEKÇİ

DÜŞÜNCELERİMİZ NE KADAR GERÇEKÇİ

 DÜŞÜNCELERİMİZ NE KADAR GERÇEKÇİ?

 

Zihin dünyamızdaki kavram ve algı haritaları, gerçek dünyanın haritalarıyla ne kadar uyumlu? İç dünyamızın beklentileri, hayalleri, planları, projeleri içinde yaşadığımız dünya ile ne kadar örtüşüyor? Bunu görmek ve gerekli tedbirleri almak durumundayız. Eğer, iç dünyamızdaki zihinsel fonksiyonların oluşturduğu beklentiler, hayaller, projeler dış dünyamızdaki gerçeklerle örtüşüyorsa bir uyum ve denge var demektir. Eğer örtüşmüyorsa, bir paradoks- kaos ve uyumsuzluk- dengesizlik var demektir.

 

Mümin Sekman; “Hayat hakkındaki fikirlerimiz birer harita, dış dünya ise arazinin kendisi kabul edilir. Araziyi haritaya göre şekillendirmek pek kolay olmadığı için, haritamızı araziye göre şekillendirmek daha akıllıcadır!” diyerek iç dünyamızdaki haritalarımızın dış dünyamızdaki gerçek arazi haritalarıyla uyumlu olmasının önemi üzerinde durmaktadır.

 

Kör noktalar

Bizler de birer birey olarak hayatı anlamlandırabilmek için hayat haritalarımızı önümüze koymalıyız. İç haritalarımız ile dışımızdaki gerçek dünya ne kadar uyumlu? Aralarındaki çelişkiler nelerdir? Varlık dünyasındaki olayları, olan biteni nasıl değerlendiriyoruz? Okumalarımız, gerçek dünya ile ne kadar ilgili? Anlamakta zorluk çektiğimiz “kör noktalar” nelerdir? Bu “kör noktalar”ı çözmenin ve anlamanın yöntem ve teknikleri nelerdir?

 

Bütün bu soruları, sorunları önümüze koyarak, objektif ve gerçekçi bir yaklaşımla yaklaşarak zihinsel fonksiyonlarımız ile dışımızdaki gerçek dünya arasındaki varsa çelişkileri gidererek, içinde yaşadığımız hayatı imar ederek mutlu ve müreffeh bir hayatı inşa edebiliriz. İçinde yaşadığımız hayatı imar ve inşa ile birlikte sahip olduğumuz bilgi ve birikimle geleceğimizi inşa etmek mümkündür.

 

Beynimize giden damarlarda bir tıkanıklık olduğunda, bu tıkanıklık gerekli operasyonlarla açılmadığı zaman nasıl ki beyinde bir hasar ve hatta beyin ölümü gerçekleşiyorsa, eğer zihin dünyamızdaki kavram ve algı haritalarında “kör noktalar” varsa bu noktaları açmak için gerekli operasyonları yapmak elzemdir.

 

Okumak ve araştırmak

Bu operasyonlarda cerrahların kullandığı neşterler yoktur. Farklı neşterlerden bahsetmek mümkündür. Yapmamız gereken şey, zihin dünyamızdaki “kör noktalar”ı açmak için okumak, araştırmak, tetkik etmek, analiz etmek ve bütün bunları sorgulayıcı bir mantık neşteri ile yapmak. Bunları yaptığımızda, iç dünyamızla dış dünyamız arasındaki “kör noktaları” başarıyla açmamız mümkün olacaktır.

 

Böylece bu iki dünya arasındaki uyum ve denge sağlanmış olur. Bunu başaran bireyler, hamdın ve şükrün gölgesinde hayatlarını inşa ettikleri için, hayatın bütün nimetlerinden meşru çerçevede yararlanmanın hazzını, zevkini ve tadını alırlar. Aksi halde iç dünyamızdaki zihinsel fonksiyonlarımızla dış dünyamızdaki gerçekler arasında bir tıkanıklık olacağından, olup bitenleri anlamamız, algılamamız ve kavramamız mümkün değildir.

 

Bütün bunları yapmanın ve başarmanın yolu okumaktan ve araştırmaktan geçer. Biz var olan “zihinsel potansiyel”imizi kullanarak dinamik bir duruma dönüştürerek yol almak durumundayız. Bunu yapmak için okumalarımızda ve araştırmalarımızda gönüllülük esasına dayalı bir strateji uygulamamız ve bu uygulamalardan zevk ve haz almamız gerekmektedir.

 

Hayata bu pencereden baktığımızda var olan “kör noktaları” çözerek, öğrenme katsayımızı alabildiğine yükseltmek mümkün olacaktır. Önemli olan “düşmeden düşünmek”, bir bela ile karşılaşmadan önlemini almak ve geleceğimizin inşasında gerekli olan bilgileri öğrenerek hayatın zorluklarının üstesinden gelebilmektir.

 

Bunu yaptığımız takdirde bilgiyi pahalıya mal olmadan “indirimli fiyattan” öğrenmiş olur, kaliteli bir hayatı yaşamanın erdemine daha kolay ulaşırız.

 

Prof. Dr. Şemsettin DURSUN