BAŞA GELEN MUSİBETLER
BAŞA GELEN MUSİBETLER
Başa gelen bir musibetin ilahî takdir çerçevesinde yorumlamasını yaparken, çok dikkatli konuşmak gerekir. "Allah'ın niyetini okuma" hadsizliğine düşmek an meselesidir çünkü.
"Bunlar başımıza geldi, çünkü..." diye başlayan ve Allah'ın hangi imtihanı kime niçin verdiğine dair net koordinatlar çizen keskin cümleler. “Peki, nice kâfir beldede inkârcılar niçin refah içinde yaşıyor?" sorusunu cevaplayamadığı için, cahil kitleleri şüpheye ve imansızlığa da sürükler üstelik.
Mü'min, haddini bilen insandır. Günahından tevbesini de eder, dünyevî ölçülerde tedbirini de alır. Ancak şunu da aklından hiç çıkarmaz: Her belâ illa günahkâra isabet etmediği gibi, her tedbir de her zaman işe yaramaz.
Musibetler, her anlamıyla birer teslimiyet sınavıdır. O sınav başına gelenler de, dışarıdan o sınavları izleyenler de sınanmaktadır.
Rabbim taşıyamayacağımız yükü, kaldıramayacağımız sorumluluğu kullarına vermiyeceğini beyan ediyor. “Her dağın yüceliğine göre karı vardır”
Sorumluluğumuz ağır ise, sabredip, kabullenmek, tevekkül etmenin de mükafatı o derece büyüktür. Rabbim buyuruyor ki, “Bir işe niyet ederken- başlarken üzerine düşeni yap, gücünün yetmediği yerde Allah’a teslim ol. Allah tevekkül edenleri sever”
Hesabınız kolay, cumanız mübarek olsun.
Ahmet Sait YURTSEVEN