İKTİDARA DÜŞEN ACİL VAZİFELER
İKTİDARA DÜŞEN ACİL VAZİFELER…1
Türkiye, bir yalı kasabası kadar sakin ve asude bir ülke değildir.
Coğrafyanın kader olduğu bir gerçeklikle dünyanın şarkının ve garbının gözü üzerinde olduğu stratejik mahreçlere haiz müstesna bir ülkedir. Binaenaleyh, dostun da düşmanın da üzerinde menfi veya müsbet hesaplarının olduğu bir ülkenin, can vatan Türkiye’mizin birer ferdi olmanın hem mutluluğunu hem de sorumluluğunu taşıyoruz.
Aklı başında olan, bu ülkede yaşayan, havasını teneffüs edip toprağından nemalanıp gıdalanan istisnasız her ferdin böyle bir idrak ve şuur içerisinde olması mecburidir. Bu bir vatan borcu, millet olmanın muktezasıdır.
Bizim için bu topraklardan başka yurt, bu coğrafyadan başka bir diyar yoktur. Öyleyse herkesin bu idrake ulaşmasını temin etmek başta iktidar olmak üzere, tüm muhalefetle, devletin sivil veya üniformalı tüm bürokrat, memur, mensup ve vatandaşının bu bilinçle hareket etmesi gerekir.
Yüz yılın en önemli ve tarihi seçimine bir kaç ay kaldı. Yukarda kısaca ifade ettiğim ülke veya çevrelerin kendi namı hesabına ülkemiz üzerinde çok ciddi operasyonlar peşinde olduğu cümlenin malumudur. Dünyanın jandarmalığını, zulüm ve devlet yıkma entrikalarını baş aktör olarak yürüten ABD’nin mevcut başkanı, kendi ülkesindeki başkanlık seçimlerinde, seçmenine vadettiği en önemli şey, Türkiye’de iktidarı değiştirmek, istikrarı yok edip, yeniden kendisine koloni olabilecek, Fetonun dizayna memur edildiği istikamette bir gelecek hazırlamaktır. Görüldüğü gibi oyun derin, oyuncu zalim, senaryo iç ve dış ortak ve odaklarıyla tıkır tıkır işletilmektedir.
Bunun içindir ki, son günlerde iktidar ve ortaklarından tırtıklanıp, tekrar şantaj ve kumpaslarla koparılabilecek, zaaflarına mağlup ciddi hatalarıyla muallel şahısların bir huruç hareketine sevkedilmesi mümkün. Takdir edersiniz ki bunun mütereddid seçmen üzerinde ciddi bir psikolojik baskısı “…acaba, neler oluyor, iktidar daha sandığa gitmeden eriyip dağılıyor mu?…” endişesi ve tereddüdüne vesile olabilir.
1977- seçimlerinde MSP içerisinde, farklı nedenleri de olsa yaşanan istifalar ve yakın geçmişte MHP’nin üst düzey yönetimi üzerinde oynanan oyun ve komplolar ders almak için yeterli örneklerdir.
20/ yıldır bu millete olağanüstü büyük hizmetlerde bulunan, istikrarlı, dışardan değil kendi milli ideallerinden beslenip seçmeni ve milletinden talimat alan bir yerli ve milli iktidarın, saydığım veya sayamadığım iç ve dış faktörler yanında, kendi ayağına kurşun sıkma sadedinde gerek yaptığı yasal düzenlemeler ve gerekse parti ve bürokratik kadrolarındaki olumsuz düzenlemeler bizzat kendi eliyle ve acilen düzeltilmediği müddetçe işinin daha zor olabileceği endişesindeyim. Şöyle ki;
1-) En son çıkarılan ve AYM’nin 26/ Ekimde incelemeye alacağı ifade edilen kısaca adına dezenformasyon yasası verilen basın kanunu ve TCK 29. Maddede yapılan değişiklikle alakalı genel ve tutarlı bir görüntünün verilebilmesi için, öncelikle sizin iktidar ve muhalefet ortaklığıyla çıkardığınız en korkunç, dezenformasyondan da öte isbata hacet olmayan iftiralara yol açabilecek düzenlemelerinizi, İstanbul Sözleşmesi ve ondan mülhem tüm yasa ve mevzuatınızı yeniden gözden geçirip acilen yanlışlardan dönmeniz gerekmez mi?
Mecelle’nin ve tüm dünya hukuk tarihinin vaz geçilmez ilkesi olan
“ Müddeiye isbat, münkire yemin gerekir.” kaidesine rağmen bir kadının hiç bir şahit, belge, karine ve isbata dair sunumu olmaksızın bir erkeği, kocası veya bir başka şahsı suçlu gösterip izzet, şeref ve haysiyetiyle oynamasına göz yummak şöyle dursun, bilfiil imkan hazırlarsanız, hem iktidar hem de muhalefet olarak gayr-i samimi bir derekeye düşersiniz.
Bahse konu yasalara iktidar ve istisnasız muhalefet destek verirken, şimdi 29. Maddeyi AYM’ye taşıyan muhalefet, binlerce evli erkeğin eşi tarafından, yine onbinlerce erkeğin başka kadınlar tarafından iftiralara maruz bırakıldığı, öğretmenine “ istediğim notu vermezsen seni, beni taciz etti!..” diyerek rezil ederim, mesleğinden mahrum cezaya da mahküm ederim!..” diyebilen, yüzlerce iftira kurbanı değişik meslek mensubunun bulunduğu bir ülkede siz öncelikle bu dehşetengiz yasayı düzeltmeniz gerekmez miydi?
Alın size, hayatları karartan, yuvaları yıkan, cinayetlere, kadına karşı şiddet ve zulmü daha da körüklemeye neden olan, uyum yaslarınızın bu milletin başına açtığı musibet ve belaları görün ve gerekeni el birliğiyle düzeltin.
2-) 17/18- yaş altı dini ve resmi nikaha en ağır cezayı veren, evli ve çocuklu oldukları halde, kocaları yıllardır cezaevinde, eşleri ve çocukları sersefil perişan bırakılan binlerce ailenin feryadını siz duymazsanız bile, kocasını Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa ( sav) Efendimize şikayete gelen Havle Hatun’un şikayetini duyan ( Mücadele Suresi,1. Ayet) C. Hakkın bu feryatları duymaması ve hesap sormaması mümkün mü?
Bahse konu yaşlarda hangi nedenle olursa olsun nikahlı evliliğe yasak getiren sistem ve yasal düzenleme yanında, nikah dışı her tür beraberliğe imkan tanıyorsa bunun gayretullaha dokunmayacağını kim zan ve iddia edebilir?
Öyleyse bu seçim sürecinde behemehal bahse konu yanlış acilen düzeltilmelidir.
3-) Hayvan Haklarına dair yapılan düzenlemede de ciddi sorunlar varlığını sürdürmekte, gün geçmiyor ki şehir veya kırsalda köpek saldırılarında vücutları paramparça edilmiş çocuk, kadın, yaşlı hatta gençlere rastlamayalım. Bu saldırılar bazen ölümle sonuçlanırken, ne köpek sahiplerine ne de onları toplamak ve yasalar çerçevesinde belli işlemlere tabi tutmakla sorumlu kurum ve belediyelere hala bir yaptırım uygulanamamakta, Mevlana’nın deyimiyle- ki o “ Taşların bağlanıp köpeklerin serbest bırakıldığı..” -diyordu, oysaki şimdi ise yasalarla; “ İnsanların bağlanıp, köpeklerin serbest bırakıldığı…” bir cenderede insanlara akla hayale gelmedik muameleler yapılabilmektedir.
Daha önceki bir yazımda da ifade ettim. Hatta iktidarın bu işlerle ilgili Grup Başkanvekili olan bir arkadaşa demiştim ki; Bir yasal düzenlemede, Kandildeki terör örgütünün uzantısı olan bir parti dahil, size tüm partiler destek veriyorsa, bilin ki bu düzenleme ne yarınlar adına sizin için ne de bu millet için asla hayır getirmez. Mutlaka içinde sizi ve milletimizi tedirgin edecek, hatta belki de iktidardan edecek tuzaklar vardır. Bahsettiğim ve etmediğim bir çok yasa muhalefetin desteğiyle çıkan ve milletimizi tedirgin etmektedir.
4-) Akçeli- akçesiz yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışmış siyasetçi, bürokrat, iş adamı v. s. kim varsa ister iktidar yandaşı ister karşıtı olsun behemehal yasalar ve partili ise mevzuat çerçevesinde hesap sorulmalı, ciddi bir arınma ve durulmaya yönelinmeli, kuruluş safhasında “ Bagajında kirli çamaşırı, sırtında defolu kumaşı olan hiç bir fert ana kademelerde görev alamaz.” tezine ve fabrika ayarlarına dönülmelidir.
Durumu içerden göremeyenler varsa, dışardan söylenenlere biraz olsun kulak vermelidir. Sizin kendinizi nasıl gördüğünüzün ötesinde, sizi o makamlara taşıyanların nasıl görmekte olduğuna itibar etmeli, dezenformasyon varsa gereği, ama içe dönük murakabe en ciddi şekilde yapılıp topluma o güven kazandırılmalıdır.
Umuyor ve diliyorum ki, Reisin zaman zaman verdiği KADIHAN ve TİMUR misali bizim için alınabilen bir ders olsun.
Selam ve dualarımla….
23.10.2022
Musa UZUNKAYA