İKİ GÜZEL İNSAN
İKİ GÜZEL İNSAN
Komşusundan, arkadaşından, iş yerinden, eşinden dostundan her nedense yaralanmışlar. İnsan bu her hali bir olmuyor işte. Kendilerini boşlukta bomboş hisle darlanmışlar.
Her yer Allah'ın tabi. Tebdili mekanda fayda var derlerya o babdan.
Biri demiş sanki dört duvar beni boğuyor nefes almam lâzım. Öbürü demiş otur otur bari paslanmayayım biraz hareket.
Haydi bismillah. Kendilerini evlerinden dışarıya atmışlar.
İyi insanlar. Şer, şirretlikten yana meyilleri yok. Rahatlamak için yakınlarında yeni açılan millet bahçesine gitmişler.
Biri yürüme hareket koşu derken yorulmuş. Dinlenmek için bir ağacın altındaki banka oturmuş.
Diğeri açık hava ne güzel. Kuşlar kediler. Envai renk çiçekler. Kelebek, börtü böcek, köpekler. Cıvıl cıvıl çocuklar. Her biri bir telaş. Farklı farklı yaratılmışlar. Kendi hallerinde, kendi dertlerinde bîtaraflara gelip giden insanlar. Derken bir soluklanayım der. Etrafına bakınır. Ağacın altında bir kısmı boş bank. Güneş ısıtmıştır. Gölgelemek için oturmaya karar verir.
Selamün aleyküm. Ve aleyküm selam. Müsait mi? Ortak alan, buyrun lütfen.
Kendi hallerinde. İki güzel insan.
İkiside dertli. Sıkılmadan horlanmadan dert paylaşabilecekleri bir insanada ihtiyaçları var. Fıtratlarından mizaclarından kaynaklı dilleniyorlar. Yaratılış tabiatlarıyla davranıyorlar. Paylaşmak çok güzel.
Biri darlanmışlığın gereği. Görme ve tanıma odaklı. Millet bahçesi ne güzel olmuş. İnsan nefes alıyor. Diğeri de hareketi seven ruh hali. Hareket bereket ihtiyacı. Ne kadar geniş, uzun güzel yürüme hareket alanları yapmışlar. Yapanlara teşekkürle Allah'a şükür diyor.
Millar bahçesi işte birçok şey düşünülmüş. Okumak için millet kıraathaneleri. Güvenlikli ortam. Oturma ve spor alanı. Çocuklara özel alanlar. İbadet yeri. Banklar ağaçlar. Vs.Yeni anlayışla bir park. Kıymet bilmek. Yapanları da ödüllendirmek lazım nankörlük edersek Allah bu nimetleri elimizden alır. Diye içlerinden geçirdikleri daha nicelerin bir kısmını birbirleriyle paylaşmışlar.
İkisinde de bir güven şevecen bakışlar. İçlerinden iyi insan. Selamla geldi. Hamt şükür demesini biliyor. İyi müslüman zarar gelmez görünüyor diye düşünerek rahatlıyorlar.
Sohbet derinleşiyor koyulaşıyor.
Derken kendilerine bir pay çıkarıyorlar.
Konuşmak, dinlemek, anlamak, anlatmak, anlaşılmak ne güzel.
Ne güzel hakkın hakkını vererek, Hakka hak diyerek. Söyleşebilmek paylaşabilmek ne güzel.
Evden çıkarken hadi bismillah hayra karşı inşaallah dedim ya. Onun, o iyi niyetin bereketi bu karşılaşma tanışma diye geçiriyorlar içlerinden. İnsanlar içlerinden geçenlerin bir kısmını yani buz dağının görülebilen yüzünü paylaşabiliyor işte. Diğerleri derinlerde yaşanıyor. İyiyki herşeyden haberdar rabbimiz var. Bu kadar birikim paylaşılamaz. Rabbin biliyor olması ne güzel. Unutturma nimeti omasa insan patlar çöker diyerekte rahatlıyorlar.
Neden sonra.
İsminiz? Buradan mısınız? Derken, bu büyūk güzel millet bahçesinin ters tarafında uzak komşular. Birbirini tanımalar. Bir müddet daha devam eder.
Millet bahçesinin güzelliği kendine has rahatlatma alanları ve kuralları da var tabi. Ama tüm bu güzellikleri güzelleştiren bu iki insanın imanlarından kaynaklı hayat alanlarında iyi niyetlerle müslüman ahlakının candan yansımaları. Bu millet bahçesinin güzelliğine daha bir güzellik katıyor. Sanki bu iki güzel insanla bahçe daha bir güzelleşiyor.
Bir müddet sustular. Sessizlik. Sanki parkta çıt yok. Herşeyden uzak kendi hallerinde hülyalara dalmış oturdular.
İçlerinden alıp vermeler. Biri darlanmış diğeri hareketsizlikten patlayacakken. Bunca derdimiz varken. Bu karşılaşma, rahatlama bu kadar güzellik. Kaynağı ne ola. Fırtına gibi dolaşan düşünceler, kalpte bir sükunet. Ruh ve bedenlerinde ılık ılık esen rahatlatan bir rüzgar.
Daraltan sıkan ferahlatan, yaşatan öldüren, alçaltan yücelten rabbe kurban.
Allah senden sen allahtan razı.
Elhamdülillah.
Yaratanını bilmek. Yaratanın kendini yarattığı, çok değerli olduğu bilincinde olmak. İman ilkelerini farkındalıklı şekilde ruh halinde (psikolojik), içtimai hayatta (sosyolojik) yansıtabilmek ve paylaşabilmek. Ne güzel diye geçirirler içlerinden.
Altından sarraf. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar demişler ya. Bu iki güzel insan iki güzel müslüman birbirlerinin hallerini birazda olsa anlamış, paylaşmışlar. Tekrar buluşalım müsait oldukça demişler.
Epeyce sohbet edilmiş, halleşirmiş, gönüllenilmiş.
Zevlerde biter. Kederlerde biter. Tatlı acı yaşarken ömürde biter. Sen hakkı bil ne gam ne keder.
Her nefsin ölümü tadacağı gibi bu hoş sohbetinde bi sonu var elbette.
İyi dileklerle bir daha buluşmak arzularıyla yükleri hafiflemiş. Huzur içinde iki uzak komşu.
İki güzel insan selamlaşarak evlerine yollanmışlar.
Mehmet Ali TURHAL
28 Eylül 2022 / SAKARYA