BİR GARİP YOLCU | BİR GARİP YOLCU

BİR GARİP YOLCU

 BİR GARİP YOLCU

 
Birer-birer ayrılır, sevdiklerim,dostlarım..
Sanki herkes göç etmiş, artta kalan ben varım?!...
 
Nereye bu yolculuk, niçin gidişler ani?
Demek; baki olan O, O’ndan başkası fani?!...
 
Evlenecekti kızın, kurcaktın oğluna iş!..
Yapamadın bunları, nedir bu ani gidiş ?!...
 
Yeni inşaatının temelini dün attın,
Katları kim çıkacak, işi kime bıraktın?!...
 
Kim işletir dükkanı, fabrikayı kim açar?
Kimler gelir seninle, kimler yanından kaçar?!...
 
Orda sorulur sana; Nasıl geçti hayatın?
Hazır mısın vermeye, hesabını sihhatin?!...
 
Nasıl-nerden kazanıp, nerelerde tükettin,
Malını-gençliğini  hangi işe sarfettin?!...
 
‘Allaha ısmarladık!...’ niçin demedin bize?
Neden konuşmuyorsun, küstün mü hepimize?!...
 
Çocukların bir yanda, eşin bir yanda ağlar..
Gassal yıkamış seni, bir de çeneni bağlar…
 
Kefeninin üstüne serpiyor güzel koku…
Varisler yavaş-yavaş atlatınca bu şoku…
 
Hesap etmeye başlar; nedir servetin-malın?
İlgilendirmez onu, kabirde nice halin!...
 
  Münker-Nekir sorunca, nedir senin cevabın?
Günah ve isyan çok mu, ne kadardır sevabın?!...
 
O karanlık odada, azap mıdır çektiğin?
Arkandan ne istersin, var mı orda eksiğin?!...
 
Ehl-i dünya işinde, var mı ki hatırlayan,
Arkandan hayır yapıp, fatihalar okuyan?!..
                            
 
Güvenme gerideki, çoluk-çocuk, malına,
Lazım olan ne varsa, al da götür yanına!...
 
Sen ne hayır yaptıysan, annen ve baban için,
Yaptığın kadar hayır, yapmazlar senin için?!...
 
Tereken ne kadarsa, o kadardır kavgası..
Aylar sürer taksimat, üç gün tutarlar yası!...
 
Hatırlatma; nefsime, sonra sevdiklerime…
Salih amelden başka, ne kalır ki elime?!...
 
            Musa Uzunkaya   
       
 
------------------------
 
Baki ; Ebedi olan,
Fani ; Geçici, ölümlü olan,
Gassal ; Cenaze yıkayıcısı,
Tereke ; Ölenin arkada bıraktığı mal,