ERZURUM Atatürk Üniversitesi mezunları 2013 İZMİR(Buca) buluşması | 2013 İZMİR BULUŞMASI analizleri (M.Söke)

2013 İZMİR BULUŞMASI analizleri (M.Söke)

2013 İzmir Buca buluşması

Atatürk üniversitesi Mezunları 2013 buluşması İzmirde samimi bir hava içinde gerçekleşti
Atatürk üniversitesi mezunları 2013 buluşması 30 haziran pazar günü İzmir İli, Buca ilçesi, Cennet vadisinde yapıldı.Toplantının ev sahipliğini Ömer Cihat Akay'ın başkanlığında Ebubekir Karaaslan ve Bayram Ünlü başarı ile gerçekleştirmiştir.Kendilerini tebrik ve teşekkür ederiz.Her üçünün kısa konuşmaları ile başlayan program, Selahattin Baydar'ın nükteli sunumları ile devam etmiştir.
Toplantı beklenen kalabalığı vermese'de gayet samimi ve verimli bir şekilde gerçekleşmiş olması katılımcıları oldukça memnun etmiştir.Bilhassa Eski hocalarımızdan Prof. İhsan Süreyya Sırma, Prof Ali Şafak, Prof Şerafettin Gölcük gibi hocaların gayet samimi ve duygulu konuşmaları ile üzerimizden gaflet uykusunu atmamızı ve daha çok çalışmamızı tavsiye etmeleri,bizleri oldukça etkilemiştir.
MTTB eski başkanları Salih Hakverdi,Mustafa Söke ve İzzet Uzun'unkonuşmaları geçmişle geleceği birbirine bağlayarak hem nostalji yaşatması ve hemde bugünkü gençliğe örnek tablolar sunmaları bilhassa gençler bakımından çok önemli olmuştur. Ayrıca bayan mezunların his dolu konuşmaları dinleyicileri manen çok etkilediğinden dolayıdır'ki bir kısım arkadaşlar gözyaşlarını tutamamamışlardır. Yine diğer arkadaşlar tarafından spontane konuşmalar yapılmış, çeşitli dilek ve temennilerde bulunulmuştur. Genç mezunlar eski ile yeni kuşak arasındaki kopukluktan müşteki olmuşlar,Bu bağın tekrar tesis edilmesini temenni etmişlerdir. Eski milletvekillerinden Naci Terzi ile Süleyman Gündüz'de birer veciz konuşma yapmışlardır. Gelecek yılın toplantı yer ve zamanını belirlemesini doğal başkanlar" Salih Hakverdi, İzzet Uzun ve Mustafa Söke"ye havale edilerek toplantıya nihayet verilmiştir.
2013 İZMİR BULUŞMASININ ARDINDAN YORUMLARIM VE ÖNERİLERİM ( MUSTAFA SÖKE )
Selamünaleyküm,.. Muhterem kardeşlerim. Biliyorsunuz 30 haziran 2013 tarihinde İzmir Cennet vadisinde ev sahipliğini Ömer Cihat AKAY, Ebu Bekir KARAASLAN ve Bayram ÜNLÜ Kardeşlerimizin yaptığı geleneksel Erzurum mezunları buluşmasını yaptık.Katılım biraz az olmasına rağmen çok bereketli ve Muhabbetli bir buluşma oldu.
Saygıdeğer Muhterem Prf.Dr. İhsan Süreyya SIRMA, Prf. Dr. Şerafettin GÖLCÜK ve Prf. Dr. Ali ŞAFAK hocalarımız
Geçmişte ta öğrencilik yıllarında olduğu gibi 30-40 yıl aradan sonra bile bizleri yalnız bırakmayıp hemen hemen her yıl aramızda bulunarak bizlere şeref vermeleri bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Hele her birinin konuşmalarında verdiği mesajlarla, sekülarize olmuş yeni neslin, duyarsızlığını, heyecansızlığını, dava ve ideolojiden yoksunluğunu dile getirerek, seksen öncesi gençlikle mukayese edip, acil tedbir alınması çağrısında bulunmaları, bizlere sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatmış, söz alan bayan bacılarımızın bu husustaki feryataları ise bizleri göz yaşlarına boğmuştur.
Toplantılarımızın her zaman maddi manevi katkılarıyla lokomotifliğini yapan, heyecanını oluşturan ismi, Salih Akverdi kardeşimizin yaptığı konuşmada verdiği mesajlar ise; yıllardır içimizde katmerlenen fırsatını bulup geniş kitleler karşısında dile getiremeyip içerimize attığımız meselelerimizi dile getirmesi ile muhataplarına, hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekmeleri uyarısı idi. Diyordu ki Salih kardeşim; “Ey suyun başında oturanlar O suyu doğru zamanda ve doğru yerde kullan.” Diyordu. Hz Ömer’e “Eğer yanlış yaparsan seni kılınçlarımızla düzeltiriz.” diyen sahabe gibi bizde üzerimize düşeni yaparız. Diyordu. “Sizler oraya yaklaşık kırk yıllık bir mücadelenin sonunda aramızdan çıkıp geldiniz. Bu mücadelede Şehid BAHADDİN YILDIZ gibi nice adsız kahramanların canı, kanı, malı ve alın teri var.
Bu günlere gelinirken kimi istikbalini ortaya koydu, kimi canını ortaya koydu, dayak yedik, hakarete uğradık , okuldan, atıldık, işten atıldık, zindanlarda yattık. Sizden biz ulufe beklemiyoruz. Beklediğimiz sadece vefa. Aldığınız kararlarda lütfedipde bir defada olsun bizlere sorun. Sanatçı denilen neüdüğü belirsizlere sorduğunuz gibi, kanaat önderi diye kanaatsizlere sorduğunuz gibi.Belki bizimde söyleyecek bir çift sözümüz vardır. İslamda vazife ehline verilir. Şak şakçılara, yalakalara değil. Öyle vazife verdikleriniz oluyorki yaptıklarının telafisi dahi mümükün olmuyor. Bir de bize sorun şu vazifeyi kim yapabilir diye. Belki bizimde bir Önerimiz olacaktır elbet.” Diyordu Salih kardeşim ve devam ediyordu “Bu gün zindandanlarda yatan Suçları sadece Hakkın ikamesi olan, gayreti İlay-ı Kelimetullah’tan başka gayesi olmayan,binlerce suçsuz mazlumun hakkını siz iade etmiyeceksinizde kim iade edecek. Başörtüsene sahip çıktığı için derincilerin iftirası ile yılardır zindanlarda çürüyen gençliğini en verimli dönemlerini zindanda geçiren, uyduruk bir suçlama ile on sekiz yıl hüküm giyen ZEKİ ŞENGÖZ’ ün, FAHRİ MEMUR’un hakkını siz iade etmiyeceksinizde kim edecek” diyordu. Vakit müsait olsa daha çok şeyler söyleyecekti.Belki de diyecekti ki “ Yıllardır bu ülkede şuurlu Müslümanlar olarak ZENCİ muamelesi gördük. Bizim Efendiliğimiz ne zaman iade edilecek? Başı kapalı diye Hastanelere kabul edilmeyip hastane kapılarında can verdik . Başı kapalı diye okuma hakkımız elimizden alındı. Yine eşinin başı kapalı babasının sakalı var Ordudan ihraç edidildik. İmam Hatip mezunu diye Kaymakam, hakim, savcı yapılmadık. Çocuklarımızın Kelamullahı öğrenmesi yasaklandı. İmamhatipler ve Kuran Kursları kapatıldı. Kurmuş olduğumuz şirketler holdingler batırıldı. Kapılarımızda istihbaratçılar kamp kurdu. Telofonlarımız dinlendi. Hepimiz fişlendik. Daha saymakla bitmeyecek manevi zulümlere maruz kaldık” diyecekti herhalde. İnşallah bu manifesto yerine ulaşır ve gaflette olan yetkili ve etkili zevat üzerine düşen sorumlulukları yerine getirerek yanlış adımlar ve icraatlardan kaçınırlar. Hani bir söz varya kendini kesen baltaya ağaç “ Ne yazıkki sapı benden “ demiş, bu söz buraya tam oturur herhalde.
Ağırlıklı böyle bir atmosfer içerisinde geçen toplantı, Nükte ve söz üstadı SELAHADDİN AYDAR kardeşimin fıkra ve espirileri ile toplantının adeta tadı tuzu da yerine geliyordu.