RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ BİZİ DENETLEMELİDİR | RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ BİZİ DENETLEMELİDİR

RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ BİZİ DENETLEMELİDİR

 RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ BİZİ DENETLEMELİDİR

 

Ramazan ayını yaşadığımız şu günlerde; kalpler yumuşasın diye dua ediyorum. Rahmet Peygamberinin ORUÇ, ibadetini; Allah'ın emri ile yaşayarak bizim yaşamamızı, yapmamızı,  İstediği, şu günler; Onun sevgisinin gönüllere taht kurduğu günler, olsun. Kalplerimiz sevgi ile, merhamet ile, kardeşlik duyguları ile, yumuşasın. Katı bir kalbin kendisine bile faydası olmaz. Tam tersine; katı bir kalp kendi, kendine zarar verir,  hasta eder. Kendisine yararı olmayan bir kalbin; başkasına, zaten yararı olmaz. Hatta çok aşırı şekilde katılaşmış kalp, zamanla mikrop üreten bir yapıya dönebilir. Gelin böyle bir hastalığa tutulmamak için; kendimizi kontrol edelim, kendimizi ve çevremizi bu hastalıktan,  koruyalım. Mübarek günler de sevgiyi, merhameti, paylaşmayı, bölüşmeyi, yardımlaşmayı, kısacası; kardeş olmayı hedefleyelim.

 

Bu ayda, günümüzde paylaşmanın en güzel dayanışmaya dönmesi için en büyük fırsat deprem  mağdurlarıdır. Bugün onların yanında olmak, onlara her türlü yardımda bulunmak, kardeşliğimizin bir göstergesi olacaktır. EN AZINDAN AFAD,  KIZILAY, sivil toplum örgütleri bu yardımı gerçekleştirmemiz için, bize imkan sunmaktadırlar.

 

Merhametten, sevgiden, yoksun olmak; bir hastalıktır. Her hastalığın olduğu gibi; bu hastalığın da oluşmasında sebep olan faktörler vardır. Bu tür bir hastalık; insan ilişkilerine dayandığı için, kaynağı da insan ilişkileridir. O halde insani ilişkilerimiz güçlü, dayanıklı  ve bu tür bir hastalığın gelişmesine engel teşkil edecek şekilde; kuvvetli olması gerekir. Bunun kuvvetli olmasını desteklemek, beslemek için; insanlara karşı gayet ılımlı, olgun, sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmalıyız. İnancımız ve İtikadımız güçlü olmalıdır.

 

İnsana zarar veren, bu tip hastalıkların; tedavisi de şahsın kendi elindedir. Bunun iyi örnekleri de Yüce Peygamberin, hayatında vardır.  Rahmet ayı olan bu günlerde; Kötü davranışlarda bulunarak, kendi konumumuza güvenerek; Kendimizi bir gurur abidesi yapmamalıyız. Böyle davranmak da  bir hastalık nedenidir. Karşımızdaki insana tahammüllü olmalıyız. Konuşarak meselelerimizi halletmeye çalışmalıyız. Bazılarının yaptığı gibi konuşarak işi kavgaya dökmemeliyiz. Kendi menfaatlerimiz için, karşımızdaki insanları hiçe sayacak; aşağılayacak, öteleyecek tavır ve davranışlarda bulunmamalıyız. Bu hareketler; mübarek ayın, ruhuna aykırıdır.  Oruç, bizi terbiye etmemiş, demektir.

 

İşte orucun bize sağlaması gereken alışkanlıklarımız. Kendi yararımız için; insanların emaneti olan şeyleri açığa çıkarmamalıyız. Birbirimize dayanmalıyız. Birbirimizi arkadan vurmamalıyız. Dürüst ve doğru sözlü olmalıyız. İnsanların arkasından tuzaklar kurmamalıyız. Düşündüklerimizi ve onun hakkında söyleyeceklerimizi; yüzüne söylemeliyiz. İşte, böyle davrandığımız zaman; Ramazan Ayının feyzinden yararlanmışız, demektir.

 

İnsan merkezli düşündüğümüz zaman; ortaya çıkan gerçek,  Karşımızdakilere, hak ettiği şekilde ve insanca davranmak gerekir, gerçeğidir. İşte, Yüce Rabbim` izin Kutsal Kitabında da belirttiği gibi; insan kaynaklı sosyal ilişkiler toplumların barış ve huzur içerisinde; yaşamasının temel unsurlarını oluşturmaktadır. Bu konuda en büyük örnek, Hz. Peygamberin hayatıdır.

 

Olaya böyle baktığımız, zaman; Peygamberin hayatını öğrenmenin önemi, ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yukarıda sıraladığımız olumsuzluklardan, şikayetçi iseniz; insanların öyle birbirlerine hoyratça davranmasını istemiyorsanız, çocukluktan itibaren, genç nesillerimize; Yüce PEYGAMBERİ, hayatını, en ince ayrıntılarına kadar; öğretmemiz gerekir. Şu kısacık hayatımızda çocuklarımıza dünyalık gelecek elde etmeleri için; harcadığımız zamanı ve parayı, yaptığımız fedakarlığı düşündüğümüz zaman; aynı çocuklar için, Oruç sevgisini, Ramazan ayının farklılığını, Peygamberin hayatını öğrenmesi adına yaptığımız fedakarlığı,   kendi kendimize sorgulamamız gerekir, diye düşünüyorum. Bu konuda ne kadar duyarsız ve yetersiz olduğumuz, gerçeği ortaya çıkacaktır.

 

Bugün okullarımızda Peygamberimizin hayatı ve Kuranı Kerim dersleri seçmeli olarak okutulmaktadır. Veliler tercihlerini yaparak çocuklarının bu derslerden yararlanmasını sağlayabilir.

 

Yüce Peygamber; “Merhamet etmeyene merhamet edilmez, yüce buyruğunu söylediği zaman; direkt olarak insani ilişkileri de kast etmiştir. Kendisi aynı zamanda, bir sevgi ve merhamet, peygamberidir. Kalbimizin kararmaması için; merhamet hissi ile,  dolması için; insanlık adına olan tüm yanlışlardan, kaçınmamız gerekir. Kalbimizi yumuşatacak fiil ve davranışlara yönelmemiz lazımdır.  Bunun için; Ramazan Ayı bir fırsattır. Oruç sayesinde; bizim dışımızda, bazı insanların hangi sıkıntıları, çektiğini öğreniyoruz. Açlık, susuzluk, yokluk, çaresizlik, kavramlarının; insanları nasıl aciz düşürdüğünü fark ediyoruz.

 

RAMAZAN   AYI dolayısıyla, elimize geçen bu fırsatı; değerlendirmemiz, gerekir. Yaratılanları üzmediğin zaman; Yaratana saygı duymuş olursun. Kendi, İnancına saygı göstererek; insanları Hak kapısına çağırman için, o hayatı önce kendinin yaşaması gerekir.

 

İnancımız, fakirlikle, yoksullukla savaş halindedir. Müslümanlar; bu konuda yeteri kadar üzerine düşen görevi yapmamaktadırlar. Sadece, SADAKA, zekat ile yetinmektedirler. Eğer, böyle düşünüyorlar ise; Kurandaki, bu konudaki emirleri; kulak ardı ediyorlar, demektir. Fakirlikle, yoksullukla, çaresizlikle, mücadele; O, durumlar ortadan kalkıncaya kadar, devam etmelidir. İslam'ın emri budur. Ben zekatı verdim, sorumluluktan kurtuldum, diyemezsiniz. Böyle bir hakkınız, yoktur. Yoksa; toplumda olan ve dayanağı yoksulluk ve yokluk olan, tüm olumsuz durumlardan sorumlusunuz, demektir. İSLAMDA İNFAK, diye bir kavram var. Uygulanması sosyal hayatımızın kardeşliğe dönüşmesine sebep olacaktır.

 

O, Halde; Birilerine tebliğ, görevi yaparken;  Kendinin yaşamadığı bir hayata, insanları çağırmak, ne kadar doğrudur. Yahut ondan, ne kadar sonuç alabilirsiniz. Senin öyle eksik halini, duyduğunu, gördüğü zaman; karşınızdaki insan, sana ne kadar inanır. Bu konuda samimi ve ihlaslı olmak gerekir. İçten başka, dıştan başka olmamak, lazımdır. Unutma kalpten geçenleri de bilen biri var ve onlardan dolayı;  seni hesaba çekecektir. Burada olmasa bile orada; iki yüzlülüğün ortaya çıkacaktır. Aman dikkat kalplerimizi katı olmasın. Kalplerimizi yumuşatalım.

 

Ramazan Ayı, BU TÜR DURUMLAR İÇİN; BİR FIRSATTIR.  Hatırlatma, ayıdır. İnsanın kendi, kendini kontrol etme ayıdır. Bu konuda örnek hayatın; Yüce Peygamberin hayatı olduğunu, bir kez daha vurgulayalım. O`nun hayatını öğrenelim, öğretelim ve yaşayalım…

 

Gelecek nesillerimize örneklerle anlatarak; Yüce Peygamberi,  yeteri kadar, tanıtalım. İşte, Peygamber sevgisi, RAMAZAN ayı sorumluluğu, budur. Sadece;  yoksullara verilen; İftar yemekleri ile  kendimizi kandırmayalım. Hayat, uzun ve çetin bir yoldur. İftar yemekleri; O, yolda; bir nokta bile, olamaz. 

 

Ramazan Ayı, sonrası; tüm bu yapılanları bir rafa koyacak olursak kendimizi, kandırmış oluruz.  Göstermelik, işler gibi, algılanır. Hakikatte; göstermelik yapılan hiçbir şeyin, hiçbir kimseye faydası olmaz…

 

UMARIM   RAMAZAN AYINDA   TUTTUĞUMUZ    ORUÇLAR,   BİZİM   KENDİ   KENDİMİZİ   DENETLEMEMİZE   YETERİ KADAR   YARDIMCI   OLURLAR..

 

Orhan ARSLAN