2023- SEÇİMLERİNİN ÖNEMİ (2) | 2023- SEÇİMLERİNİN ÖNEMİ (2)

2023- SEÇİMLERİNİN ÖNEMİ (2)

2023- SEÇİMLERİNİN ÖNEMİ (2)

Bir önceki yazımızda, başta ABD olmak üzre tüm küresel güç ve sermaye odaklarının,  21- yıldır ülkemizi yöneten siyasal iktidara karşı nasıl bir seferberlik içerisine girdiklerini anlatmaya çalıştık.

   Tıpkı, 28/ Şubat-1997’de,

   “ … Bu sefer silahsız güçlerle hükümeti indirelim.” manşetlerini gazetelere attırarak Merhum Erbakan Hocamızın 54. Hükümetini diğer çeteler, odaklar, Fransız localarından talimatlı siyasiler ve masonlar aracılığıyla düşürmeyi nasıl sağladılarsa, bugün de denedikleri tüm yollar ( MİT OPERASYONU, MİT TIRLARI, GEZİ KALKIŞMASI, 17/ 25 / Aralık eylemleri ve en son 15- Temmuz darbesi v.s.), sarpa vurup sonuç alamayınca, sandıktan başka hiç bir güçle yıkmaya muvaffak olamayacaklarına inandıkları Tayyip Beyi, ancak tüm şer odakları ve yerli işbirlikçilerinin manipülasyon, sansasyon ve akla hayale gelemeyecek senaryolarla yeni bir güç birliği oluşturdular.

    Dikkat edilirse seçim çalışmalarının yapıldığı bugünlerde ABD’nin KEMAL KILIÇTAROĞLU’nun başına atadığı jandarması, eyalet ve müstemleke valisi konumundaki, sözde danışman, özde Türkiyeyi yönetecek RİFKİN adlı şahsın ismi pek piyasada görünmemektedir.

   O, şu anda derinlerde hareket etmekte, gizli taktikleri bihakkın uygulanmaya çalışılmaktadır. SP’nin, HDP’nin, İP’in ikna edilip aynı safta durmaları pek hayra alamet olmadığı gibi, kendi iradeleriyle de böyle bir birlikteliğin oluşması mümkün değildir. Yani Sayın Meral Akşener Hanım, en şedid ifadelerle masayı adeta devirecek, ancak 72/ saat geçmeden hanımefendiye  tükrüğünü yalatacaklar. Elbette bu çok olağanüstü bir güç olmalı .

    Düşünebiliyormusunuz, Atatürk ve ilkelerine karşıtlığı, laiklik düşmanlığı ve dincilikle suçlanıp defaatle partileri kapanan ve bugün bir siyasi ucubeye dönüşen SP’nin Genel Merkezinin kapısında birileri göğüslerini gere gere;

  “ Türkiye laiktir laik kalacak!..” temposunu tutup, İzmir marşı söyleyecek, yetmedi;

   “ Biz biz biz! Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye nakaratlarla bağırıp çağıracak, evin sahibi olan SP’li, geçmişin sözümona mücahit ve mücahideleri de;

   “ Mücahit Kılıçtaroğlu!..” diye nara atacak! Aman Allahım! Kabus gibi bir şey.

   Adama kendi yandaşları hafız dedi, alim dedi, seyyit dedi, şerif dedi, akla ne gelirse dediler ancak bir MÜCAHİD demeyi akledememiştiler . Onu  da  SP’liler  akledip, 75- yaşından sonra KILIÇTAROĞLU’nu mücahit ilan etmeyi de başardılar.

    Yani bu sözümden, bahse konu şahıs, Kılıçtaroğu islamın bir mücahidi olup,  yine İslami bir terminolojiyle hidayete eremez mi? Elbette erebilir.

   Hani bizim Temel hacca gitmiş ve avdet ettikten sonra ziyaretçileri arasındaki, daha önce hacca giden Dursun da varmış.

   Dursun mübarek beldeden haberler sorar; ravzayı, Medine’yi, mescid-i saadeti, Mekke’yi, Mescid-i Haramı, Ka’be’yi, hulasa aklına gelen tüm mekanları sorar.

   Tabii adettir, mümkünse HACERU’l- ESVED’e de yüz sürülür. Zaten istilam edilmektedir. Dursun der ki ; “ Ula Hacı Temel! Umarum haceru’l- esvedi de gördün, ona yüz sürdün?.” Haci Temel’de ;

   “ Görmez olurmiyim, Haceru’l- esvedle bir hafta yan yana nemaz kılduk. “ 

    Dursun hayret içinde;

  “ Haceru’l- esvedle nasıl yan yana nemaz kılarsun,  Haceru’l- esvet  bir taşdur?..”

   Bizim yeni hacımız Temel gayet pişkin bir edayla;

  “ Ehh! Allah’a ne eksuk, senun zamanunda idi taş, şimdi etti oni adam!..”

    Anlayacağınız, Rabbim dilerse bahse konu mücahitlik ünvanına kavuşur da, bilindiği gibi HACERU’L- ESVED, hala bir mübarek, adıyla müsemma kara bir taş, Kılıçtaroğlu’ da bütün gayz ve kiniyle müslümanların temel değerlerine tümüne karşıt bir siyasi cenahın yegane mümessili.

    İktidarın yirmi yıldır bunca yaptıklarını inkar eden CHP’ liler kendilerinin yönettikleri belediyelerde ucube heykellerden başka ne yaptılar ki?

    “ Bize İstanbul’u, Ankara’yı, filan falan şehri verin, şehir nasıl yönetilirmiş görün!..” diyen Kılıçtaroğlu’nun dört yıldır yönetiminde olan bu şehirlerde ne yapılmış Allah aşkına bir görüverin?

    Ben burada iktidarın yaptıklarından bahsetmeyeceğim. Takdir edersiniz ki anlatmam da mümkün değil. Çünkü böyle bir değerlendirmeye girsem, makale değil ciltlerle kitap yazmam gerekir. Nasıl olsa tarih bu hakikatleri zapt u rapt altına alıp gelecek nesillere sunacak. Günün nankörleri görmemiş olsa bile…

   Nitekim CHP’nin Grup Başkanvekili Engin Altay dememiş miydi; “ Siz iktidar olarak dünyanın en iyi,  en harika işini de yapsanız bizim size iyi yaptınız dememizi beklemeyin. Çünkü halk bize bu görevi, (yani nankörlük, inkar ve red vazifesini) verdi” diyor.

    İşte böyle bir CHP’nin etrafında toplanan terörist olanları dahil, her rengin partisi, kalaysız  bakır sahanda zehirlenmek için sırasını bekliyor.

 

17.03.2023

Musa UZUNKAYA

 

 

    ( devam edecek)